Gitmeden önce çok araştırmam aslında ilk gideceğim ülkeyi. Nereyi gezmeli, neler görmeli, ne yemeli ne içmeli diye şöyle bir bakarım. Kafamda kabaca bir şekil oluşturur bırakırım. Baskalarının etkisinde kalmaktan, önyargıyla oraya gitmekten korkarım . Beklentimi çok yükseltmek, bir şeylere takılı kalmak endişesidir bu. Malta’da da öyle oldu. Enfes mavi denizi, hoş evleri, şövalyeler, malta eriği. Bu kafayla gittim. Ama haydi buyrun bakalım. MALTA Macerası na. Sürprizlerle yeni bir aşık olunan ülke daha. Bu kalbe daha çok aşklar sığdır Allahım!
İçindekiler
Gittiğimden beri dilimde bir ananas tadı. Neden diyorum. Nedeni basit.;
İlk ananas yediğimi hatırlıyorum. O zamanlar tropik meyveler yoktu öyle herkesin sofrasında. Zengin bir akrabamıza gittiğimde almıştı. ‘Tatmamışsındır sen. Bir bak bakalım beğenir misin?’ diye. Ben bir öğretmen çocuğu. Ne bilirim Ananası? Meyve denince elma var, portakal var. Yazsa karpuz, baharsa erken can eriği almak yeterli zengin hissetmek için. Olgun ananastan bir ısırık aldım. Allahım, bayıldım. Önce leziz bir kavun tadı geldi. Sonra şeftaliye dönerken lezzet portakalla kayısı arasında bir koku. Çiğnedikçe olgun eriklerin lezzetinden kokulu elma tadına her meyveyi hatırlattı. Zenginler için 12 lezzetli meyve yapmışlar diye düşünmüştüm.
Malta aynen öyle işte. Her yöne baktıkça başka lezzet kalıyor damağınızda. İner inmez bir İngiltere kasıntısı. Soldan trafik, dil okulu reklamları. Malta biraz ingiliz. Ardından denize açılan dar sokaklar, rengarenk cumbalı enfes evler tam bir İtalyan. Zaten dil de uzaktan andırıyor. Yok yok Malta tam İtalyan kasabası sanki. Kum rengi binalar, dağ taş kaktüs bitki örtüsü, Arapça’dan esinlenen dilleriyle biraz Fas oldukça, Tunus gibi bu ülke. Sonra bakıyorsun İspanyolca’ya benzeyen şarkılar ve renkler, kızgın güneş baskın çıkmış. İspanya gibi bu ülke. Biraz ondan biraz bundan. Malta tam bir ananas tadı bence. Herşeyden hafif hafif, doyumsuz lezzetiyle özlenesi bir ülke.
THY salı günleri dışında haftanın her günü Malta’ya Luqa Havaalanına günde 2 sefer düzenliyor. İnanılmaz promosyonlar yapıyor bazen. Sabırla takip edin karşılığını alırsınız.
AİR MALTA aslında uçuyormuş gibi de uçmuyormuş gibi. Yani Thy ile ortak sefer yapıyorlar. Aynı uçağı satıyorlar, fiyat kontrolu yapmakta fayda var.
Havaalanından iner inmez taksi ofisi var. Beyaz taksilerle önce ödeme yapıp (Sliema fix 20€ idi) sizi otelinizin kapısına kadar götürmesini isteyebilirsiniz. Ancak çok yüküm yok, param da kıymetli derseniz belediye otobüslerini öneririm. Hem Malta’da hem Gozo’da harika bir belediye otobüsü sistemi yapmışlar. İster haftalık, ister günlük isterde tek biletlerle tüm ülkeyi belediye otobüsü ile gezebilirsiniz. Biletleri otobüsün içinden alıyorsunuz. Tek biletler kişi başı 2€ üstelik aynı bileti 2 saat boyunca tüm otobüslerde defalarca kullanmak mümkün. Havaalanından pek çok yere giden otobüs liste ve saatleri için burayı tıklayabilirsiniz. (örnek havaalanı – Sliema transfer için bknz. X2 otobüsü saatleri
Asıl geçimini dil okulları ve turizmden sağladığı için bolca otel var Malta’da elbette. Plajlara yakın olsun isterseniz Gozo adasında yada büyük ada Malta’da pek çok koyda otel seçeneği var . Ancak tek niyetiniz deniz kum güneş değilse (Ki asla olamamalı) Başkent Valletta veya Sliema’yı şiddetle tavsiye ederim Özellikle Sliema Waterfront kısmında enfes deniz ve kaleler manzarası, tüm ulaşım araçlarına yakınlığıyla, akşamları eğlence ve yeme içme olanaklarının çokluğuyla harika bir seçenek. Otel fiyatları pahalı gelirse siz de bizim gibi Sliema Waterfront Bölgesinde Airbnb’de çok ucuza 3 odaları harika manzaralı bir daire kiralayabilirsiniz.
Malta aslında temelde 3 adadan oluşan bir ülkecik. En büyüğü Malta, diğeri Gozo, ve yürüyerek etrafını rahatça dolaşabileceğiniz Comino adası. Bunun için ayrı bir yazı yazdım. Bak bir göz at mutlaka: Malta’da Görülecek Yerler
Elbette dört tarafı denizlerle kaplı bir ülkede en çok deniz ürünü ve balık yenir. Ancak ülkede pek meşhur olan bir şey var ki tavşan eti. Denemeyi çok istedim ama hiç fırsat bulamadım maalesef. Arap kültürüne yakınlığı sebebiyle bir çok yerde Arap ve Lübnan lokantaları da var. benim gibi Lübnan Mutfağına bayılan biriyseniz kaçırmayın. Ama ille de Türk mutfağı , döner, kebap diyorsanız içiniz rahat olsun. Özellikle Sliema ve Valette’da pek çok Turkish Kebap lokantası bulacaksınız. (Türkiye’de bıkmadınız mı yahu. Birazcık özleseydiniz?)
Bunların dışında ülkede geleneksel içki sayılabilecek Cisk Lager Beer ve Alkolsüz soft içecek Kinnie diye bir içecekleri var.
Aslında çok ça dil okulu da olan bu ülkede fiyatlar çok pahalı sayılmaz. Ancak kabul etmeli ki € çok pahalı. Yani 15€’ya aldığınız bir şehir turu aslında tam da verilen hizmetin karşılığı. Ancak Tl ‘ye vurduğunuzda çok yüksek rakamlar çıkıyor. Yani maalesef yine ‘Sorun sende değil aslında bizde Malta’cığım.’
Yazının devamı:
© Copyright 2021. Tüm hakları saklıdır.
Bir cevap yazın