İşte hayal ettiğiniz yerdesiniz Sakin Ege Köyü Sığacık… Bu sefer ıskalamayın hayalinizi…Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan o büyük kapıdan bir kez daha geçtik. Yine bir karakışı sağ sağlim atlattık şükür. Tatil planları yapmaya başlayabiliriz o zaman. Hani tüm kış boyu hayalini kurduğumuz o sakin sessiz Ege köyü vardı ya. Hani bu yaz bi gitsek de kafa dinlesek, denizin sesi, kuşaların cıvıltısından başka hiç bir şey duymasak diyorduk. Diyorduk da tatil vakitleri yaklaştığında yine erken rezervasyondu, her şey dahildi derken bir başka bahara erteliyorduk.
İçindekiler
İzmir‘e bir adım. Aslında Seferihisar‘ın bir mahallesi Sığacık. Ama son yıllarda gidenin tadını damağında bırakmasından mıdır, yoksa Sığacık pazarının doyumsuz lezzetinden midir bilinmez ünü Seferihisar’ı geçecek gibi.
Sığacık tarihe İon medeniyetinin 12 şehrinden biri olarak geçiyor. Hikaye bu ya;
‘Bir gün usta denizciler Ege’nin azgın dalgalarına kapılır, tam gemileri parçalanmak üzereyken karanlıkta parlak ve yuvarlak bir ışığa rastlar ve oraya doğru yüzüp bu topraklara sığınırlar. İşte o günden sonra buraya Sığacık denir
Beldede 16. yüzyılda Sultan Süleyman’ın emriyle yaptırılmış şimdi az biraz bakımsız bir kale var. Ama kale içi sokaklarını mutlaka görmelisiniz. Daracık sokakları, her biri iki katlı eski Ege mimarisinde yapılmış şirin evleri ve beyaz üzerine pastel tonlarda boyanmış bakımlı cumbaları ile bir harika.
Eğer Sığacık’a pazar günü geldiyseniz daha da şanslısınız. Çünkü her pazar kale içinde kurulan ‘ Organik Sığacık Pazarı‘na bayılacaksınız. Pazar dedim ama sakın klasik pazar esnafı domates biber satıyor sanmayın. Tamamen kale içinde oturan amcaların ve teyzelerin kendi el ürünlerini sattıkları bir pazar. Herkes bahçesinde yetiştirdiği ürününü satıyor burada. Ev yapımı reçeller, salçalar, tarhanalar, o leziz Ege otları… Enfes börekler, köy kurabiyeleri, ev baklavaları ve dolmalar. Hepsinin tek ortak noktası doğal ve temiz olmaları. Pazarda müşteriye değil de evdeki misafirine sunar gibi çıkıyor tezgaha hepsi. Öyle enfes yani.
Zaten satın alamayacak bile olsanız yöre insanının gönlü öyle zengin ki, ikram edilenlerle bile mide fesadına uğrayacak kadar doyuyorsunuz. Ha bir de bu pazarda bağıran çağıran bulamazsınız öyle . Naylon poşet de bulunmaz mesela. Ya kese kağıdına ya da fileye koyacaksınız aldıklarınızı.
Yalnız yeme içme değil elbette. El yapımı takılar, örtüler, bin bir çeşit saksılar çiçekler, hediyelikler hepsi çok güzel ve özgün. İnanılmaz bir hızla büyüyen ve dünyanın her yerinde birbirinin aynısı Çin Yapımı hediyelikler yok burada. Hepsi yöreye özgü. Buranın kendi insanının el emeği. Yöre halkı ‘sakin şehir‘ konseptini öyle güzel benimsemiş ki bu sevimli rengarenk pazar bile yormuyor insanı. Ama limandaki birbirinden güzel çay bahçelerinde güzel demli bir çay molası vermeyi de ihmal etmeyin.
Sığacık’ın pazar günleri bu renkli ve hareketli hayatı sizi sakın aldatmasın. Aslında Türkiye’nin ilk ‘Sakin Şehir‘ ( Cittaslow) ünvanlı yerlerinden biri. Peki nedir bu cittaslow?
Kısaca turizmin bir beldeyi yozlaşmadan, aslını bozmadan, gürültülü, yapaylık, ve betonlaşmadan yapılabilen hali diyebiliriz . İtalya’da oluşturulan bir komisyon ‘Sakin Şehir’ ünvanın verdiği beldeleri her yıl denetliyor. Bu standartlara uygun halde gelişmesini destekliyor. Sonuçta ortaya tıpkı Sığacık gibi size huzur veren cennetler çıkıyor. İşte bu yüzden huzur veriyor Sakin Ege Köyü Sığacık
Sığacık’ın oldukça geniş bir yat limanı var. Ayrıca buradan her gün hareketli tekne turlarına katılabilir, yalnız deniz yoluyla ulaşılabilen el değmemiş güzellikte koylarda yüzmenin keyfine varabilirsiniz.
Sığacık’a hemen 5 km uzaklıktaki bu antik kent, şarap ve bereket tanrısı Diyonysos’un memleketi imiş. Tarihi MÖ 600 yıllarına kadar uzanan önemli bir liman şehri Antik Teos. Halen agora, tapınak, akropol ve antik tiyatro surları gezilebilir. Antik kente son dönemde biraz bakım yapılmış ve girişi 5 Tl olmuş.
Seferihisar’ın en büyük ve en kalabalık köyü olan Orhanlı’da organik tarım yapılıyor. Özellikle zeytin, sebze ve şaraplık üzüm üretiliyor. Köyde biri taş baskı olmak üzere üç yağhane de halen faal. Burada mutlaka Seferihisar Doğa Okulu’na uğramalı ekolojik tarım ve doğa ile ilgili birkaç saat te olsa harika şeyler öğrenmenin keyfine varmalısınız. Hatta isterseniz birkaç günlük atölyeler de var.
Burayı mutlaka görün. Ama mümkünse gördüğünüzü kimseye söylemeyin İlla söyleyecekseniz kısık sesle fısıltıyla konuşun. Çünkü günümüz toplumunun yozlaşmışlığından çok uzak rüya gibi bir köy Bademler. Köyde 1925 yılından beri aktif bir tiyatro var. Oyuncusu, senaristi, ışıkçısı hep köylülerden oluşuyor. Gündüz bağda bahçede akşamları ise kadınlı erkekli tiyatroda çalışıyorlar. Hatta turnelere çıkıyor, ödüller alıyorlar. Köyde 77 yıldır kapıları açık bir kütüphane ve bir oyuncak müzesi bile var.
Çöpler ayrıştırılarak toplanıyor. Sokaklar her gün yıkanıp çiçek gibi yapılıyor. 2012 de Türkiye’nin en temiz köyü seçilen Bademler 1963 Berlin Film festivalinde Altın Ayı kazanan SUSUZ YAZ filminin de çekildiği mekan aynı zamanda. Zaten bizzat köyün yaşadığı dramdan etkilenip yazılmış ve filmin figüranlığını da o dönem bizzat köylüler yapmış. Dediğim gibi bu köyü görün, aşık olun, ama pek te kimseye bahsetmeyin. Aman keşfetmesinler;)
Eğer İzmir’e kadar gelmişken ‘kumru’yu halen yemediyseniz limandaki çay bahçelerinde alası yapılıyor. Üzerine keçi sütünden yapılmış sakızlı dondurmadan iyisi yok tabi ki. Ancak pazar günü Sığacık’ta iseniz organik ev yapımı yemekler, dolmalar, börekler ve tatlılardan zaten başka hiç bir şeye yer kalmayacak demedi demeyin.
Bu mis gibi havayı koklayarak yetişen her şeyin tabi bir başka olur elbet. Hele mevsiminde toplanıp güneşte pişirilmiş reçellerin tadı bir başka güzel. Buraya gelmişken ister kışlık ister hediyelik ev yapımı bir kaç reçel ‘Sığacık alışveriş’ listenizin olmazsa olmazı
Zeytinyağıyla yapılmış elde açma otlu, patlıcanlı, peynirli börekler.. Zeytinyağlı el açması baklavalar, oklavadan sıyırmalar.. Zeytinyağlı yaprak sarma, lahana sarma, kabak çiçeği dolması, pazı dolması, keşkek, köy mantısı, ev yapımı ayran, kızılcık şurubu, koruk şerbeti, vişne şerbeti, dikenli incir (Frenk Yemişi.. Kaktüs Meyvesi)…
Daha belki yüzlerce çeşit sayabilirim. Sakin Ege köyü Sığacık hem ruhunuza, hem de damağınızda unutulmaz lezzetler bırakacak.
Bu gezinin tadı damağımda kaldı. biraz daha gezelim derseniz sizi İznik’e götüreyim mi? İznik Çintemani’nin Sırrı
© Copyright 2021. Tüm hakları saklıdır.
Ege’de artık sakinlik felan kalmamış. Her yer ev baksanıza, adım başı yemek satanlar var. Çanakkale de hediyelik eşya satımı kadar turizmi gelişmiş gerçekten. 3 yıl kaldım Edremit ve çevresinde. Bana kalırsa en güzel dönemleri kışın oluyor. Kimse yokken, daha az kirliyken ve insan pislikleri daha azken.
30 yildir Sigacik ve Seferihisardayim.Maalesef kacak ve cirkin yapilasma had safha da,Trafik bir felaket. Cittaslow, mecburen!. Cünkü yollar,caddeler dolu. Kaldirim yok, Parkyeri yok veya yetmiyor.
30 yıldır hem oralar hem tüm memleket çok değişti tabi ki. Ama biz yine de sizin oraları çok seviyoruz:)