Dünyanın her yerinde en bayıldığım yerlerdir pazarlar. Norveç’in en kuzeyinde, Molde’de bile pazara çıkmışlığım vardır. İnanılmaz şeyler bulur, anılarla dolu biblolar, tabaklar, oyuncaklara dokunur ah bir dili olsa da konuşsa diye düşünürüm. Amam bir tanesi var ki en renkli en cuz en çeşitlisidir bence. Neresi mi? Elbette Kadıköy Cuma Antika Pazarı
Tabi en şahanesi Kadıköy Cumasıdır bence. Kumaşın dantelin çeşidinden, sahibinin zamanında kıyıp kullanamadığı eski fincana , kıymetini bilene cevher değerinde imzalı bateri zilinden, az kullanılmış nikah sepetine aklına gelmeyen her şey var. Ama sakın bir şey aramak amacıyla gitme. Pazar hayat gibi çünkü çoğu zaman aradığın değil aramadığın güzel sürprizler çıkarır karşına.
Vaktim oldukça gider dolaşırım. Yaratıcı bir günümdeysem enfes kumaşlar, parçası 1 liraya satılan danteller, ipler, kurdelalar arasında yumaklanır dururum. O gün canım nostalji çekiyorsa bit pazarı tarafındayımdır. Bakar dinlemeye çalışırım sedefli fincanların, köşesinde minik çatlak olan nadide bir biblonun hikayesini. Sahibi nerededir neler yaşamıştır ki bu eski oyuncağın şimdi. Zamanında kullanmaya kıyamadığı bu tabakların takımının 5 liraya satıldığını görse yaşlı teyze üzülür müydü ki çok.
Fiyat sınırlaması yoktur burada. Çok nadide bir vazoyu 250 tl ye veya Harley Davidson armalı bir deri montu 15 liraya bulabilirsin bezen mesela. Dedim ya pazar hayat gibidir. Karşına ne çıkacağını asla önceden bilemezsin.
Eskiden başka yerde kurulurdu. Şimdi hemen Hasanpaşa’da E-5 in kıyısında bu pazar. Daha mi iyi oldu bilemem. Şimdilerde yanındaki Akasya Avm ile büyük bir tezat oluştururlar müşteri grafiği açısından. Ama ben her ikisine de bayılırım:)
Bir de giysiciler var tabi. Pazarında kendi modası vardır, bilenler bilir. Çakma Gucci’den tut, 3 tanesi 10 liraya yazlık penyelere kadar modayı takip edebilirsin. Ki bence hiç te ayıp değildir bu. Pazarda birbirini görünce tanımazdan gelen komşu tribine girmene gerek yok yani.
Ve tabi pazarı pazar yapan en önemli şey; Şahane çıtır taze sebzeler meyveler. Turfandası, ergeleni , mevsimliği, son elvedasıyla yüzlerce birbirinden şahane yenebilir bir çiçek tarlası sanki. Fiyatlar da gayet makul. Üstelik pazarcılarla yapılan diyaloglar tarif alıp vermeler de cabası.
Genç kızlarımıza sesleniyorum; marketten manavdan sebze alışverişi olmaz. 15 te bir pazar düzülmemiş buzdolabının bereketi kalmaz. Katmandu’daki derenin adını bilmişsin marifet değil, bil bunları evladım.
Not: 5 yıllık Schengen aldın, gide gide pazara mı gittin diyen arkadaşlarıma sesleniyorum. Onlar beni davet etmiş olabilir, ben icabet edecek miyim bakalım;)
© Copyright 2021. Tüm hakları saklıdır.
Reblogged this on ikinciblog.