Annemin büyükbabası Midilli Adası’nda rüştiye öğretmeniymiş. Kara kaplı kitabından kıyamet alametlerini söylermiş torunlarına. Gün gelecek herkes “Köylerin yolu nere? Köylerin yolu nere?” diye soracak dermiş. Bir gün dedim ki kendime aniden “Ben bu şehirde duramam gayrı. Köyümün yolu nere? Köyümün yolu nere?”…Köyüm GÜRLE
İstanbul’un çok yakınında, İznik Gölü’nün yanı başında el değmemiş bir cennet; Gürle Köyü, benim köyüm.
Yalova’dan Bursa yönüne giderken hemen Orhangazi’yi geçince henüz Gemlik’e gelmeden solda Adapazarı kavşağını görürsünüz. Oradan hemen sapın. Yeni yapılan otoban sebebiyle bu aralar yol oldukça yoğun. Aman kaçırmayın. Sonra sıra sıra köy sapakları arasında 3. olan Gürle sapağından sola dönün. Bu ilk Gürle sapağıdır. 4. sapak sizi yeni Gürle’ye götürür. Ama benim köyüm, bu ilk sapaktan daha yukarı tırmanırken sizi tüm heybetiyle, heyecanla karşılayan Sivrikaya’nın eteklerindeki “Eski Gürle‘dir.
Sivrikaya’nın başı dumanlı bu aralar… Hızla sanayileşen verimli toprakları yok olup giden ovaya bakıyor. Derin bir iç çekiyor. Eteklerinde yüzyıllardır bereket saçan kadim zeytin ağaçları da çığlık çığlığa… İmar izni ha çıktı ha çıkacak derken zeytinliklerin orta yerinden yırtarcasına otoban inşaatları, dev iş makineleri acımasızca yok ediyor bin yıllık huzuru.
Çoğu ev bomboş. Yazları gelir yaşlılar tek tük. Bu güzelim köy, bu verimli topraklar yapayalnız şimdi. Gençler büyükşehirlerdeyiz hep. Yaşlılar ancak yazları gelir. Bir tek bakkal bile yok o yüzden. Orhangazi’ye çok yakın iyi ki…
Anneannemin gelin gittiği ev, hani derler ya, “şu duvarların dili olsa da anlatsa”
Yaşam bir yolunu bulur emektar duvarlarda. Taş duvarlar bile yaşar, çiçekler açar. Bereket fışkırır inadına yüzüne.
Zeytin zamanı yani Kasım ve Aralık’ta bir hareketlenme olur yine. Gitgide yaşlanan etraftaki fabrika dumanlarıyla sık sık hastalanan ağaçlardaki zeytinleri de “icar”a veririz genellikle. Yani bir çiftçi anlaşır pek çok kişiyle, belirli bir yüzde karşılığında zeytini toplar, ilaçlar budar. İcar da dertlidir, toprak sahibi de; “Kazandığım bezendiğime yetmez” diye şikâyettedir hep.
Yüzyıllardır nur akar bu çeşmeden. Eski mezarlık yolundan tabutlar geçer. Hayat durmaz, akar. Çeşme durmaz, nur akar…
Bu yalnız köy; güzeldir, misafirperverdir, şaşkındır yabancıyı görünce. Terk edilmişliği kaderi sanır Sivrikaya. Ta ki sırası gelenin son yolculuğunda geri alır evlatlarını. Kucağına alır, cennet misali eteklerinde saklar mahşer gününe dek sessizce. Üstün Dökmen bir yazısında “İçine sevdiklerini koyup gittiğinde mezarlıklar artık senin için korkutucu bir yer olmaz” demişti.
Eteklerinde bir örtü gibi ıhlamur ağaçları kaplı SİVRİKAYA. Sana bırakıyorum köyümü, zeytinlikleri ve ölülerimi… Bilirim sen yüzyıllardır onlara şefkatle baktın, gözettin. Tüm dünyadaki dağları, taşları, denizleri dolaşabilmek ümidindeyim. Ancak son durağım yine senin eteklerin olacaktır, bilesin..
© Copyright 2021. Tüm hakları saklıdır.
Ne içten, ne güzel duygular… Kaleme alış tarzına bayıldım. Seninle birlikte yazının içindeydim… Keyiflendim, hüzünlendim, çaresizlik içinde yüzdüm ama umudumu yitirmedim… İnsan ve doğanın üstün geleceğine inanıyorum…:-)))))
Rüştü bey çok teşekkür ederim. Duygularımı size geçirebilmiş olmak, aynı hisleri paylaşıyor olmak ne hoş. Sanırım iyi insanların farketmeden birbirine seslendiği gizli bir dil var bu dünyada. Ve biz tanımadan birbirimizle aynı dili konuşabiliyoruz bazen. Sevgiler…:)
Sayın gezgin kutubalığı köyümüz Gürle her ne kadar iznik gölüne yakın olsada orhangaziye bağlı bir köydür.(Yeni çıkarılan kanunla köyler mahalle olunca orhangazi gürle mahallesidir)
Ben de o köyde doğanlardanım,ne güzel anlatmışsınız güzel köyümü çok duygulandım Çoculuğum orada geçti İlkokulu okumak için Bursaya taşındık Yazları köyümüze gider orada vakit geçirirdik Gelen misafirlerimizi muhakkak İznik gölüne götürür piknik yapar göle girerdik.Yüzmeyi orada öğrendim Daha sonra Sivri kaya eteklerine gider piknik yapar gençler dağa tırmanırdık Ne yazık ki tepesine çıkmayı başaramazdık Hey gidi günler Ben köyün sahiplerinden Hikmet Akalının kızı oluyorum 5 çocuktan biriyim Abim kız kardeşim rahmete erdi Babam annem de öyle Şimdi onlar köyün girişinde mezarlıkta yatıyorlar Onları çok özlüyorum Nurlarda yatsınlar mekanları cennet olsun Bu sene baharda ziyaret etmeyi düşünüyorum Köyümüz çok güzeldir.Size çok teşekkür ediyorum bu güzel anlatımızdan dolayı Sağlıkla kalın mutlu kalın iyi günler
Hikmet Akalın’ın kızı mısınız? Sanırım akrabayız:)) Köye gidince umarım buluşuruz. Anneannem Mahmure hanım’ı mutlaka tanırsınız:) Çok sevindim buradan buluştuğumuza. Çok Çok sevgiler:)
Neden
Ne neden?